mağara duvarı blogculuğu çok iyi fikirmiş aslında. uzaya gidip de nolcak ki, hep aynı şeyler, zaten sonu yok, boşver, biz çayımızı içip duvarları karalamaya devam edelim, ateşi keşfetmiş miydik, çay demlemek için lazım o çünkü, gerisi mühim değil:)
ah, ateş meselesi var, bak onu kaçırmışım, çay yapacağız!(çay yaprakları da gökten yağacak diye umut ediyorum.) zerka ateşi sen bulabilir misin? benim mağaranın dekorasyonu ile ilgilenmem gerekiyor. (duvarlar çok boş kaldı.) teşekkür ederim, harika bir mağara arkadaşısın;)
:)) kolay ya bulurum ben onu hemen, yeter ki duvarlar boş kalmasın:) ee bu kadar çalışmaya da çay yapraklarının gökten yağmasını beklemek hakkımız tabii:)
Uzaya gitmek benim de gözümde büyüyor Alkımcığım, nasıl da hak veriyorum sana. Ben ne zaman aptal bir pop şarkısı duysam hep aynı lafı söylerim; üşenmiyorlar mı bunlar bu şarkıları söylemeye filan derim. Ablam ve Poliş çok gülerler bu düşünceme, geçenlerde hastanede de söylemiştim, aynı tepkiyi vermişti yanımdakiler. Ablam üstelik kızar da ben böyle düşündüğüm için, kızım deli gibi para kazanıyorlar, sen işe gitmiyor musun, senin işin daha sıkıcı, daha zor der;) Ne bileyim, belki haklıdır, ama inan çok garip, anlamsız geliyor çoğu insanın yaptığı iş bana, konser vermek, aptal şarkılar söylemek, uzaya gitmek mesela;)
heey, justine de geliyor! artık hiç canımız sıkılmaz!
pop şarkıcılara değil de ben şu her gün konuklu programları olanlara üzülüyorum. o spot ışıklar altında konuğun anlattığı ilgini çekiyormuş gibi yapmak, hiç merak etmediğin şeyleri sormak...ay ben yazarken sıkıldım. yok yok, senin işin bu kadar sıkıcı olamaz. hiç bir şey -mış gibi yapmaktan bunaltıcı olamaz.
neyse biz güzel güzel mağaramızda oturalım. sen de bize hikayeler anlat justine;)
mağara hayatında iletişim olanakları kısıtlı haliyle. hem acelemiz ne ki;)
yok yok, yazlıkçıyım bir haftadır. benim gibi yaz mevsimiyle arası olmayan birinin yazlıkçı olmasıyla her şey yeterince allak bullak oluyor zaten. (nasıl pelteleştirici bir mevsimdir şu yaz?)
neyse ama bu kısır ve çay uyarısıyla biraz silkinip kendime geleceğim. söz;)
mağara duvarı blogculuğu çok iyi fikirmiş aslında. uzaya gidip de nolcak ki, hep aynı şeyler, zaten sonu yok, boşver, biz çayımızı içip duvarları karalamaya devam edelim, ateşi keşfetmiş miydik, çay demlemek için lazım o çünkü, gerisi mühim değil:)
YanıtlaSilah, ateş meselesi var, bak onu kaçırmışım, çay yapacağız!(çay yaprakları da gökten yağacak diye umut ediyorum.)
YanıtlaSilzerka ateşi sen bulabilir misin? benim mağaranın dekorasyonu ile ilgilenmem gerekiyor. (duvarlar çok boş kaldı.)
teşekkür ederim, harika bir mağara arkadaşısın;)
:)) kolay ya bulurum ben onu hemen, yeter ki duvarlar boş kalmasın:) ee bu kadar çalışmaya da çay yapraklarının gökten yağmasını beklemek hakkımız tabii:)
YanıtlaSilyaşasın. yaşasın.
YanıtlaSilen güzel mağara bizim mağara!!!
:)
tekerleği bulup geliyorum ben de...
YanıtlaSilsaint, çok güldüm;)!
YanıtlaSilneyse, ekip tamam! tekerleği de alıp çaya gel o zama. bekliyoruz;)
saint, tekerleği bulma sen en iyisi, zaten pek ihtiyacımız da yok. sonra sanayi devrimi filan olur alimallah...
Sil;)
YanıtlaSilBen ne yapsam ki, konuşsam mesela???;p
Uzaya gitmek benim de gözümde büyüyor Alkımcığım, nasıl da hak veriyorum sana. Ben ne zaman aptal bir pop şarkısı duysam hep aynı lafı söylerim; üşenmiyorlar mı bunlar bu şarkıları söylemeye filan derim. Ablam ve Poliş çok gülerler bu düşünceme, geçenlerde hastanede de söylemiştim, aynı tepkiyi vermişti yanımdakiler. Ablam üstelik kızar da ben böyle düşündüğüm için, kızım deli gibi para kazanıyorlar, sen işe gitmiyor musun, senin işin daha sıkıcı, daha zor der;) Ne bileyim, belki haklıdır, ama inan çok garip, anlamsız geliyor çoğu insanın yaptığı iş bana, konser vermek, aptal şarkılar söylemek, uzaya gitmek mesela;)
E heh, saçma bir insanım ben, orası kesin;p
heey, justine de geliyor! artık hiç canımız sıkılmaz!
YanıtlaSilpop şarkıcılara değil de ben şu her gün konuklu programları olanlara üzülüyorum. o spot ışıklar altında konuğun anlattığı ilgini çekiyormuş gibi yapmak, hiç merak etmediğin şeyleri sormak...ay ben yazarken sıkıldım. yok yok, senin işin bu kadar sıkıcı olamaz. hiç bir şey -mış gibi yapmaktan bunaltıcı olamaz.
neyse biz güzel güzel mağaramızda oturalım. sen de bize hikayeler anlat justine;)
alkım ne oldu ? en son mağarada kısır ve çay eşliğinde çay yapıyorduk :)
YanıtlaSilmağara hayatında iletişim olanakları kısıtlı haliyle. hem acelemiz ne ki;)
YanıtlaSilyok yok, yazlıkçıyım bir haftadır. benim gibi yaz mevsimiyle arası olmayan birinin yazlıkçı olmasıyla her şey yeterince allak bullak oluyor zaten. (nasıl pelteleştirici bir mevsimdir şu yaz?)
neyse ama bu kısır ve çay uyarısıyla biraz silkinip kendime geleceğim. söz;)
:) yaz en büyük bahanemiz her konuda...sözümü geri alıp iyi eğlenceler diliyorum...
YanıtlaSil