27 Ekim 2010 Çarşamba

özgün bir masal

Sevgili Günlük,
Aslında ne zamandır bir masal yazmak istiyordum. Diğer yazarlardan etkilenmemek için çocukluğumdan itibaren okumayı da kesmiştim zaten. (Epey oldu. Sanırım artık rahat rahat yazabilirim.) "Masalların modern sesi" olarak anılmak çok hoşuma gider doğrusu...

İşte yazdığım masal :

Bir kralın üç kızı varmış. Tahtını üçünden birine bırakmak istiyormuş ama bir türlü karar veremiyormuş. Üçüne de ayrı ayrı sormuş :

- Beni ne kadar seviyorsun büyük kızım?
- Seni brokoli kadar seviyorum babacım. Biliyorsun brokoli her şeye birebir. Doymuş yağ, doymamış yağ, glisemik indeks filan hepsinden sınıfı geçiyor.

- Peki ya sen ortanca kızım?
- Seni pilates kadar seviyorum babacım. Esneme, doğru nefes alıp verme, duruş şekli...Bunların hepsi hayat kalitesini artıran şeyler. Hamile pilatesi var ayrıca. Senin odandan TV8 çekiyor, değil mi?

- Ya sen en küçük kızım?
- Seni üç beyaz kadar seviyorum babacığım: Un, tuz ve şeker.
- Neee? Tansiyonum, kolestrolüm olduğunu bile bile nasıl böyle dersin?
- Sosyalleşme, marjinalite, öteki, beriki, insan tipolojisi. Bunlar önemli olgular baba.
- Şuna bak, babasının karşısında nasıl konuşuyor...Çabuk bu ülkeyi terket, derhal! Vizen vardır umarım. Kaç defa dedim sana vizeni geciktirme diye. Bir şeyi de zamanında yap!

Kral kızını saraydan kovar. Ülkede brokoli ve pilatese yatırım artar. TV8 devlet kanalı ilan edilir. Tüm ülke poğaçasız ve hatta şekerli yoğurtsuz bir hayat sürmeye başlar. Kral da sağlıklı olduğundan bir türlü ölmez, pilates toplu tahtında oturmaya devam eder. Sonra ülkede üç beyaz sıkıntısı başlar. Kral bir gün, yine sabah sabah TV8 karşısında pilates nefesi almaya çalıştığı sırada isyan eder "hay sizin brokolinize de pilatesinize de" deyip kalktığı gibi cepten en küçük kızına mesaj atar :
"Kızım hemen dön, gelirken de iki ekmek kap gel. Bir de bulabilirsen açma ve tahinli pide."

İşte anafikrini ( anafikirlerini demek daha doğru) özenle sakladığım, alt metni üst metinle harmanladığım, kalan yerlere de göndermeleri çabasız bir şıklıkla serpiştirdiğim bir masal sevgili günlük. İstiyorum ki okuyanlar üzerinde kafa yorsun. Japonlar'ı da örnek olarak verecektim ama hevesimi diğer masala sakladım.

Masaldaki olgu" lafını da iyi buldum ama....Masala modern bir hava kattı. 

Acıktım ben yine....

4 yorum:

  1. Çocuk kitabı çıkarmalısın bence,çocuklar almasa bile büyükler alır kesin.Hayalgücü muazzam.
    özlem

    YanıtlaSil
  2. Sevgili Özlem, çocuk kitaplarına bayılırım aslında. Çocuklukta okuduğum kimi kitaplar hala aklımda.
    Bu masal, biraz büyükler için oldu. Doğrusu önceden planladığım bir yazı değildi. Komiklik olsun diye başladım, yazdıkça gerisi geldi...

    Yazmak böyle acayip bir şey. Yaşasın bloglar!
    Sevgiler,

    YanıtlaSil
  3. Alkım,

    Modern çocuk romanı dedin, ben King Lear tadı aldım. Terbiyesiz miyim, neyim?

    YanıtlaSil